Polonya ve Türkiye İlişkileri

Polonya ve Türkiye İlişkileri

Günümüzde oldukça olumlu bir düzeyde olan Polonya ve Türkiye arasındaki diplomasi 600 yıldan eski bir geçmişe sahiptir. Mohaç Savaşı sonrasında Macaristan’ı fetheden Osmanlı devleti Polonya’ya komşu hale gelmiştir. Cumhuriyet Dönemi’nde ise Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıyan ilk Avrupa Devleti Polonya Cumhuriyeti olmuştur. İlk diplomatik teması 1414 yılında yaşayan iki ülke, bir iki savaş dönemi haricinde genellikle hiç karşı karşıya gelmemişlerdir. İki ülke de kendilerini ilgilendiren siyasi ve toplumsal olaylara birlik içerisinde yaklaşmaktadır. Günümüzde iki ülke arasında hiçbir siyasi gerilim bulunmamaktadır. Karşılıklı büyükelçi atanmaları sırasıyla 1924 Nisan ayında Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi’nin Varşova’ya, 1924 Haziran ayında Polonya Büyükelçisi’nin Ankara’ya atanması ile gerçekleştirilmiştir.

1999 yılında Polonya’nın NATO üyeliğine destek olan Türkiye siyasi zeminin iyice sağlamlaştırarak iki ülke arasında olan ilişkinin sağlıklı ilerlemesini sağlamıştır. İki ülke arasındaki ilişki yalnızca 2005 yılında Polonya Parlamentosunun “Soykırım” kararı ile sekteye uğramıştır. Tepki çeken bu gelişme sonrasında Polonya Hükumeti tarafından bu açıklamaların resmi politikalar ile ilgili olmadığı belirtilerek iki ülke arasındaki ilişki yeniden sağlanmıştır.

2009 yılında imzalanan bildiri sayesinde ikili ilişkilerde seviye atlanmış ve yeni bir döneme girilmiştir. 2014 yılı süresince iki ülke arasında diplomasinin 600. Yılı şerefine çeşitli etkinlikler düzenlenmiştir. Bu etkinliklerin açılış seremonisi Polonya Cumhurbaşkanı Komorowski tarafından Türkiye’de başlatılmıştır. 8-9 Aralık 2014 tarihinde Ahmet Davutoğlu tarafından Polonya ziyaret edilerek bu etkinliklerin kapanışı gerçekleştirilmiştir. 2014 yılında gerçekleştirilen etkinlikler kapsamında bir de sergi düzenlenmiştir. Bu serginin ismi “Uzak Komşu Yakın Anılar”dır. Sergi, Topkapı Sarayı Müzesi, Sadber Hanım Müzesi, Türk İslam Eserleri Müzesi ve Sakıp Sabancı Müzesi koleksiyonlarından seçme eserler ile oluşturulmuştur. 348 parça yer almaktadır. 15. Yüzyılın ilk yarısı itibari ile başlayan ikili ilişkilerin 2. Viyana Kuşatması’na kadar olan sürecini işlemekteydi. İki krallıkta da yaşanan gelişmeler, karşılıklı gönderilen belgeler, önemli sanat eserleri ve kişisel eşyalar da bu sergide yer almıştır.

Her iki ülkenin de yöneticileri önemli tarihlerde ve olaylarda birbirlerini ziyaret etmekte, ilişkileri en iyi şekilde ilerletmek için çaba harcamaktalar. 2016 yılı verilerine göre iki ülke arasındaki ticari hacim 5,895 milyar dolar olarak açıklanmıştır. Bunun 2,651 milyar doları ihracat ve 3,244 milyar doları ithalat rakamlarıdır. Türkiye’den Polonya’ya ihraç edilen ürünler; giyim, otomotiv, elektronik, gıda, lüks tüketim malzemeleri ve tütün grubundan ürünlerdir. Ülkemize Polonya’dan; kozmetik, mobilya, gıda, kimya, yakıt, otomotiv sektörlerinden ürünler ithal edilmektedir.

Bunun yanı sıra ülkemiz Polonya üniversitelerinin değişim yoluyla, lisans, yüksek lisans ve doktora için öğrenci kabul ettiği ülkeler arasındadır. İki ülke değişim programları ile öğrenci kabul ederler. Varşova’da yer alman Yunus Emre Türk Kültür Merkezi, Polonya’da Türk Kültürünü ve kültürel ilişkileri sürdürebilmek adına çalışmalar yapmaktadır. Polonya’da yaşayan Türk sayısı 6000’e yakındır. Bu çoğunluğu öğrenciler, işverenler ve firma yöneticileri oluşturmaktadır.

Savaş dönemlerinde Türkiye’ye yerleşen Polonyalı göçmenlerin yerleşim bölgesi günümüzde de hala varlığını sürdüren Polenezköy’dür. 170 senedir varlığını sürdüren bu bölge Polonya geleneklerine bağlı yaşamaktadır ve bu dostluğun en önemli göstergelerinden biridir. Polonezköy’ün kurulduğu zamanlarda Türkiye’ye gelen Polonyalı şair Adam Mickiewicz Dolapdere’de vefat etmiştir. Dolapdere’de bulunan Adam Mickiewicz Müzesi onun anısına kurulmuştur. Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti dönemler boyunca Polonya’yı işgal eden devletleri hiçbir zaman tanımamışlardır. 2. Dünya Savaşı sırasında Almanlar Türkiye’deki Polonya Büyükelçiliği binasını sahiplenmek istemişlerdir. İsmet Paşa bunun olanaksız olduğunu belirmiş ve binanın Polonya Cumhuriyeti’ne ait olduğunu söylemiştir.